Re:Zero If: Kara Ayamatsu Isekai Seikatsu Part 1 Türkçe - Zero Light Novel

Re:Zero If: Kara Ayamatsu Isekai Seikatsu Part 1 Türkçe

     

   Re:Zero If Ayamatsu Türkçe

Bölüm 1: Başlangıç 


    ※          

 

    RE: ZERO Ekstra: Başka Bir Dünyada Sıfırdan Başlamak

 

—Karnındaki şiddetli bir yanma hissi Subaru'nun zihninde yayılıyordu.


"Ghhgg! Acıyor!"


Sert zemindeki yüzü, acı içinde kıvranan bir ifadedeydi. Yere kapaklandığını zaten bunu biliyordu.


(Resimler Temsilidir)

Fakat uzuvlarını hareket ettiremiyor, hareketsizce orada yatıyordu.

Sanki artık kendisi değildi, sanki vücudu ondan çalınmış gibiydi.

O cehennem ateşi sıcağı hala Subaru'yu yakıyordu. Yani bunun bir rüya olmadığının farkındaydı.

 

—Acıyor, acıyoracıyoracıyoracıyor.

 

Ağzını açtığında çığlığı yerine şelale gibi kanı akmaya başladı. Acı ve ıstırabın zirvesini yaşarken, neredeyse kendi kanında boğuluyordu.

 

—Bunu yaşayacak ne yaptım?

 

Çektiği şiddetli acıyı hissetmemek için kafasında devamlı kendisine bunu soruyordu.

 

Bunu yaşayacak ne yaptım?

 

Birinin övüp, gurur duyacağı türden bir hayat yaşamadığını biliyordu. Ama herkesten çok bu laf o an Subaru için geçerliydi. Herkes, tüm insanlık tarafından gurur duyulacak kadar saf bir hayat yaşayamaz.

İnsanlar suçlu hissederler, insanlar vicdan azabı çekerler, insanlar bilmezden gelirler ve insanlar taviz verirler.

 

Öyleyse neden bunların hepsini yalnız başına çekmek zorundaydı?

Neden tüm insanların görmezden geldiği kader, onu pençesine almak için bu kadar uğraşmıştı?

 

"Ahh, s**tir..."

Akan kanı eşliğinde sesi fısıltısı olarak çıktı.

 

Sözleri vicdan azabını taşıyordu, güçsüzlüğüne olan tiksinmesini, kadere duyduğu kini—

—ve kendine olan nefretini taşıyordu.

 

Tüm yaralarına rağmen, tüm ıstıraba rağmen, tüm çektiği tarif edilemez acılara rağmen, kendisini yakan sıcaklığa rağmen, acıdan aklını kaybetse bile, hayatına mâl olsa bile.

Aklından hiç çıkmayan, gülümseyen o kız her seferinde, acı verici şekilde ölmeye devam edecek. Bu yüzden,

 

"SENİ,"

 

Bir kez daha, kararlılığını dile getirecekti. Azmini gösterecekti. Üzüntüsünü ve pişmanlığını söyleyecekti.

 

Sayısız denemelerle, sayısız mücadelelerle, sayısız dileklerle bir gelecek ararken asla başaramıyordu. ACI, YANMA ve BASKI hissi vücudundan yavaş yavaş uzaklaşırken, tıpkı huysuz bir köpek gibi bağırdı.

 

"MUTLAKA,"

 

Can çekişirken bir bıçak savruluşu acımasızca uzaktan belirdi.

Ancak Subaru bıçaklar görüş alanına girmeden önce zaten kararına varmıştı.

 

—Kurtaracağım.

 

Bu dileğini bir kez daha diliyordu. Ve dileğini yenilediği an, Natsuki Subaru öldü.




 

     ※          

 

 

—Tanıdık bir manzaraya tekrar şahit olmak tuhaf bir şekilde Subaru'yu rahatlatmış ve bitkin düşürmüştü.

 

"Güvenle geriye döndüm, sanırım korkacak bir şey yok."

 

Krallığın başkentinin trafiğini gergince izleyerek, bir dal parçasıyla yere '||||'  şeklinde çizgiler çiziyordu. Kendisini rahatlatana kadar buna devam etti sonrasında çizdiklerini ayağıyla sildi.

 

Natsuki Subaru, Güneşe en yakın 3.gezegen olan Dünya'dan, okulu asan bir Lise Son Sınıfı öğrencisiydi.

 

Herhangi birisi onu üzerindeki eşofmanla, spor ayakkabılarıyla ve elindeki naylon market poşetiyle görseydi garip karşılamazdı.

 

Ancak bu sadece kendi dünyasındaki gibi 'Eşofman seti satıcılarının' 'Spor ayakkabıları satıcılarının' ve 'Süpermarketlerin' olduğu bölgelerde geçerliydi. Yani burada doğrudan dikkat çekiyor, garip karşılanıyordu.

Kısaca söylemeye çalıştığı şey—

 

"Bu paralel dünyalara çağrılma (İsekai) işleri sandığımdan daha zor olabilir."

 

At boylarındaki bir kertenkele yük taşırken Subaru'yu tozlar içinde bırakarak yanından geçti.

Gördüğü şeyi Subaru'nun bildiği Dünyada görmek imkansızdı tabii ki. Yani sadece bir çeşit Lunapark eğlencesi için özel aksesuarla süslenmiş bir hayvan olduğunu düşünürdünüz. Ama Subaru öyle düşünmüyordu.

 

Çünkü sadece bir tane değil—tüm başkent sokakları kertenkelelerle dolup taşıyordu—ve insanların himayesinde olan bu kertenkeler aksesuarlarla süslenmişti.


İnsanlar gibi yaşayan bu hayvanlar—Yarı İnsanlar ve Canavar İnsanlar, takı veya süslü şeyler giyinip takıyorlardı.

 

Subaru'nun görüş alanında aşağı yukarı yirmi-otuz kişi vardı. Doğal olarak, Subaru gibi normal olanlar da vardı ama kargaşanın yarısı 'Canavar insanlar' ve diğer yarısı 'Yarı İnsanlar' olduğu için arada kaynayıp belli olmuyorlardı.

 

Sonsuza kadar olduğu yerde durarak gerçeklerden kaçamazdı.


Ne Canavar İnsanlar, ne de kertenkeleler bir film çekiminin parçasıydı.

Onlara göre bu manzara sıradan şeylerden biriydi ve oradaki uzaylı onlar değildi, Subaru'ydu.

 

—Subaru on gün belki de daha fazla bir süre boyunca çeşitli deneyimler edindikten sonra, bu acı gerçeği anladı.

"...Artık gitme zamanı."



 

Gereksiz düşüncelere dalmayı bıraktı ve kalçasını ovuşturduktan sonra ayağa kalktı. Sağ eliyle yanındaki dal parçasını kavrayıp kalabalıkta kaybolduğu ana sokağın aksine tenha kalan kıvrımlı alt sokağa girdi. 

 

Hareketli ana sokağın tam tersi olan bu alt sokak uzun yapıların arasında sıkışık duruyordu nüfus da pek azdı.

 

Bu yere inin cinin top oynadığı yer demek uygun olurdu, tek şeritte ve dar bir yol ile dış dünyayı sessizliği ile izole etmişti.

 

Kısaca, burada ne halt dönerse dönsün, dışarıdaki ana sokağa çığlığının ulaşması mümkün değil.

 

Subaru gibi bariz bir yabanci buralarda dolaşsa, canilere açık hedef olacaktı haliyle, derken:

 

"Hey, dostum. Gel de bizimle oyna."

 

Subaru sese doğru kafasını çevirdiğinde yolunu kesmiş üç silüetle karşılaştı.




Büyük, orta ve küçük adamlardan oluşan sinsi, niyetleri belirsiz o kişileri gördü. Subaru kendisini incelediklerini farketti. Yine de kendisinde neyi inceledikleri hakkında hiçbir fikri yoktu.

 

"—"

 

Subaru bu üçlünün kapadığı yol haricinde bir yol olup olmadığını görmek için görmek için başını bacaklarının arasına eğerek arkasına baktı. Çıkmaz sokak Subaru'nun arkasında bitiyordu. Yani tek çıkış yolu bu üçlünün arkalarındaki yoldu ve geçmesine izin vermeleri gerekiyordu.

 

Ve üçlünün Subaru'nun geçmesine izin verip vermemesi konusuna gelirsek—

 

"Kaçacak yer mi arıyon lan?"

 

"Hala ne olduğunu anlamamış, bu puşt herife kendim anlatıcam."

 

Subaru'nun bu saçma hareketi üçünün de pis pis sırıtmasına sebep oldu ve onunla eğlenme fikirinin iyice kafalarına yatmasına sebep oldu. Onlara göre Subaru apaçık acemiydi.

 

Kolay lokma görünce ağzı sulanan insanları suçlamamak gerek.

 

Fakat tamamen yanılıyorlardı.

 

Doğru, Subaru'nun gerçek dövüş için deneyim eksikliği var, ve geçmişinde herhangi bir dövüş sanatı öğrenmemişti. Acemi, kısmında da yanlış değillerdi.

*

*


*
*

 

Ama iş özellikle bu üçüyle kavga konusuna geldiğinde, Subaru Acemi değil, AÇ KURTTU.

*

*



1.Bölümün sonu...



Yorum Gönder

2 Yorumlar